31 Mayıs 2009 Pazar

lovely memories...



tanıştırayım, babam...

çok eskilerden gelen bi benzetmedir bu benim için...
babamı traş olurken izlemeye bayılırdım hep. neden traş? neden bu foto?
elbette arko'nun değişmez suratıydı senelerdir kendisi...
erkek evladın babaya duyduğu özel ilgi...
hani hep anneye duyar sanılır o ilgiyi. yok, ı-ıh emin ol öyle diil. yani en azından benim için...
babam traş olurken arkasına geçer, hatta yanına kadar girerdim ve onu izlerdim...
bana yaranmasının mümkün olmadığını bile bile yine de bi şekil yaranmak adına türlü türlü hareketleri yapmaya hazır bi babam vardı.
traş köpüğünü sürerdi bigüzel köpürtüp sonuna kadar... tabi sürdüğü de yukardaki idi. arko.
ben çok gülerdim nedense, bi defa o resimdekiyle babam traş esnasında, yüzü tamamen köpük iken birebir aynıydı. saçlar olsun, gülüşü olsun her şeyiyle...
zaten bi tek kafasına odaklanırdım eha çok komik gelirdi..
bi de hep şey isterdim,
baba, ağzın görünüyo bi tek derdim.
o da bana;
- ''bak şimdi ağzım görünmiicek'' şeklinde, minik ama o an için en eğlenceli şeyi yapardı. o köpüğü dudaklarına da sürerdi kapatırcasına. nitekim kapanırdı da be ehe...
canım babam.
sonra bana, garip dudak hareketleri yapardı ama ağzı hiç açılmazdı.
ve ben gülmekten kırılırdım...
tabi baba ya bu, hemen işini bitirme gayesi içersinde.
güldüğümü görürdü, mutlu olurdu çok, ve yıkamaya başlardı köpüklü suratını...
ben de hep içerde onu beklerdim böyle merak eşliğinde..
geldiği vakit tertemiz nur gibi bi surat, ve ben hala gülüyorum oralarda bi yerlerde...
sonra gazetesini okur, kahvaltısını eder ve işe giderdi...
ben daha mavi önlüğümü giymeden o işlerini hallerdi.
canım...

22 sinde en geç ordayım.
nur demiştim ya demin...
işte sen,
nur içinde yat!

her şeyinle bana kendini unutturmayışını çok seviyorum babacığım...
sevgiyle kal!

Hiç yorum yok: