15 Aralık 2009 Salı

Mandalina kokulu eller!

Hmm!
Bence buraya uzun zaman oldu yazmayalı.
Hepimiz pasifiz, hepimiz tembeliz desek?

Amma ve lakin şeklinde söze girelim.
Bıraktık sigarayı da diyelim vakit kaybetmeden.
Şu an çok mutluyum da dedikmi tadından yenmez olsun hatta!

13 Aralık Pazar'dan 15 aralık Salı'ya, yani bugüne kadar öyle çok zaman geçti ki.
Pazar günü uyanır uyanmaz beynimi kemiren, 'Ne olur bi' sigara' lar mı dersin, yoksa 'Boşver şimdi içeyim yarın ihiç içmem' kandırmacaları mı.
Onu bunu geçiyorum ve diyorum ki 'ben bazen şanslı hissediyorum kendimi'.
Mesela ben bunlar gibi ufak şeyleri yapmayacağımı sanki önceden bilipte böyle bir karara varmış kadar hafif ve rahat idim ve hala daha öyleyim.

Sigarayı ilk bıraktığım zaman, yani sigarayı ilk bırakmayı denediğim ve bunu başardığım zamanki halim arasında büyük fark olduğunu gözlemleyebiliyorum çok rahat.
O zaman 24... e Şimdi 26!
Yaşımız ilerledikçe bazı şeyler hakikaten de zorlaşıyormuş!
Şimdi sanki büyük bir sorumluluk altına girmiş gibi hissetmek mi dersin, etrafta adeta 'duman avcısı' kesilmek mi. Yoksa ondan ziyade, annem ile ettiğim sigara kavgaları mı!
Cigarette Wars halleri! Yer Birlik Apt. daire:4 !

Her neyse. Ne diyordum. Sabah uyanınca nefesimden tat alamayışlarımı bir kenara bıraktım diyordum! Ya da şimdi söylüyordum.
Bilemiyorum. Mandalina, muz, her daim meyve suyu artık...
Eskiden o çabalarımın yanında bir de hamurlular vardı. Bi koldan pizza saldırır, diğerinden lahmacun köşeye sıkıştırır, üzeri tereyağlı mega iskenderler çimdik atardı.
Şimdinin, eskiye göre farkı da bunun olmayışıdır.
Şu an beni rahatsız eden bir durumun olmaması en büyük fark.
Ama bunun için 'koşmak' da şart!
Aksi taktirde Merhaba tersten fatiha, veya hoşgeldin aramıza göbek!
Zaten hiç gitmedi ki! Aaah ah içlenmemek elde değil...

Bazen eski fotoğraflarıma bakınıyorum. Aslında bakınıyorum değil, bi' şekilde denk geliyorum diyelim. Fotoğraflarımın meraklısı değilim yanlış anlaşılmasın aman derim!
Ve diyorum ki;
'Ne fit bir adammışım!'... Heyt' i de yapıştırıyorum arkasından hey gidi misali!

Paralel doğrultuda ilerliyor konu aslında.
Kısaca özetlemem gerekirse, sanırım birden çok şeyi başarabilmem için önümde altın bir fırsat var, ve bu fırsatı iyi değerlendirebilirsem her şey şahane olacak!
Hem kendime olan inancım, hem de saygım ve yine inancım.
İnanmak her şey. Ah, bir de barışık olsam işin sonunda.
Şöyle kendime gelsem fit fit!
Amma dertliymişim be! Baksana şu hale! :)

Şimdi son olarak günümün göze çarpan önemli anlarından bahsetmek istiyorum.
Ve tabii ki nesnelerden!

Yemek : kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği.
Düzen : Fazla şaşmayacak biçimde yemeler içmeler, yatmalar kalkmalar.
İçecekler : Şimdilik fazla alkol hoş değil. O açıdan meyve suyu familyası canım ciğerimdir. Ve tabiiki SU!
Davranışlar : Öncelikle müziğe aşırı duyarlılık. Durmadan bacaklarımın titreme hali.
Durmadan yılmadan bıkmadan evi düzenleme halleri. Misal bugün odamı baştan yarattım eski eşyalarla diyebilirim.
Farkındalıklar : Sigara içmiyor olduğumun yarattığı etki. Nasıl diyebilirim ki.
Duyarlılıklar : Farkındalıkla doğru orantılı olarak, çevremdeki insanların sigara içme halleri. Hatta sevgili annem de bu gruba dahil! Kötü kadın!
Kısaca duman kokusuna duyarlı olma durumum.
Heves : En bi' gözüme batan kısmı budur işte!
Durmadan yaşadıklarımı, yaptıklarımı ve yapacaklarımı anlatma isteği desem.
Sanırım bu heves'in ta kendisi! :)

Ne acayip bi' durum, aslında o kadar az büyütülecek bir şey ki...
Sonuç olarak şimdi ve gelecek için umudum olduğunu düşünüyorum.
Davranışlarım ve yaptıklarım bunu gösterecektir.
Ve umarım her şey olumlu ilerleyecektir!

Sevgiler...
Lütfen sigarayı bırakalım!