25 Ekim 2009 Pazar

sevmek geçmiş zamanı.

bira içilir güzel bi uyku pekiştirmek adına...
yanında sigarasıyla tam bir bütündür.
oda sessizdir, sadece sinekler, bıraktığım gibi bir yatak, koku ve birtakım güzel şeyler.
işte şu an beni bunlar avutur. çok da iyi eder, başarır.
varlığı bilinen, ve en önemlisi yakın duran bir şeyi çok seviyorum malum. ya da kim bilir, malum derken aslında halen açılmamış bir kutu o.

bir şeyler güzel ama bunun yanında, olmazsa olmaz olmuş kötü şeyler malesef.
olmaz ise olurlar, fakat polyanna diyarında en çok kullanılan sözler burada geçerli değil...
zalimce, gaddarca.
çok ani, çok yiyip bitiren...

artık babam çok daha rahat uyuyor diyebilirim.
beylül ve aras amcamın arasında koltuğa oturuverdi.
artık ne yapıyolardır, ne ile meşguldürler, nasıl bir sohbet, nasıl bir heyecandır onlarınkisi belli değil...

söyleyecek söz bulamıyor, ve biramdan bir yudum daha alıyorum.
evet, gözlerim yaşlı. n'apabilirim.
bir başka gece izlerdik eskiden. ve pazar gecesi sinemasının büyülü ihtişamına kapılıverirdik.
bir telefon kadar yakındı herkes...
şimdi gerçekten de bir toprak kadar uzak ve amansız...

Huzur içinde uyu Aras Amca'cığım...
Babacığım, seni de unutmadım. Bugün ağzımda gevelediğim o anlamsız, cılız sözler arasında senin payın çok fazlaydı bunu bil...

4 Ekim 2009 Pazar

hmm!

today is a good day or good day is today.

aslında güzel bi kahvaltı çok şahane olabilirdi fakat zaman ve şartlar buna elvermedi ne acı. oysa ilk etapta hiçte öyle değil, aksine herşeyin rahat olduğu bir vakitti, kahvaltılar yemekler çaylar ve konuşmak için durum müsaitti.
an itibariyle sıkılmak var...
hala emin değilim acaba çay beni idare eder mi?
ahh!
boşum şuan acayip. ne güzeldi oysaki kısa zaman öncesi. sürükleyen birşeyler vardı hoştu!

o halde şimdi ben ne yapıyorum?
başka bir blog açıyorum ve oraya içimi döküyorum... anahtarı da bende oluyo şanslı talihlilere veriyorum.
evet ben bunu yapıyorum.
sevgilerle