26 Mayıs 2009 Salı

Hayat üzerine.

hayat...
idame ettirmem gereken en önemli...
en önemli ne?
içinde sürüklendiğimiz...
her neyse.

tekiller, çoğullar.
ama yinede dön dolaş tekiller.
tekil? tek başına mı demek?
evet elbette.
acı ama gerçeklerden sadece biri.

hayat?

gözlem, bilgi, tecrübe, paylaşım,
kötü, iyi, hırs, rahatlık, sadakat, şefkat,
sevinç, üzüntü, stres, para,
en uç ve en sade, bolluk veya kıtlık,
zaman, getiriler-götürüler, zaman.

kimi yaratılış gereği, kimi zorla da olsa,
kimi çalışarak-çabalayarak...

bir takım getiriler bütünü hayat hep.
getiriler arasında götürdüklerine karşın getiriler adına daha fazla çalışmak hayat.
çalışıpta meyvelerini yemek istemek.
istemek hep bi, istekler bütünü olarak da anılır bence hayat.

içindesindir, tam ortasında. başı veya sonu ve ilerleyişi görecelidir.
bir misyondur, yerine getirmek için çaba sarfettiğimiz ırsi bir olgu fazlasıyla.

akıştır, tek yöndür, ağaçtır, dalları vardır,
dallar da kendini aşar, budak olurlar.
o budaklar da kendinden daha ufak dalları taşır sürülerce.
öyleyse hayat ne gövdedir ne de en ufak kılcal kıvamda bir dal parçası.
peki bir tohum olarak hayat?

yo yo.. bu değil...

hayat, dallar üzerindeki yapraklar ve meyvelerdir.
eh, iyi de peki ya dallar olmasaydı?

çürüdü bu. ağacı çürüttük...
o halde nedir ?

önüne kocaman bir tepside sunulmuş envai çeşit meyve midir?
biraz sanki.
içinden seçtiklerini yer, seçtiklerini bırakırsın diilmi ama...
hayat seçtiğindir, seçeceğindir, izleyeceğindir, yoldur...
beynindir aslında ehe o olmasa hayatı sorgulamak filan ne iş?
olmazdı nitekim.

öyleyse hayat kendin'dir...
okyanusa gerek yok,
dünyanın en küçük denizlerinden biri olan marmara denizinin ortasında tek başına durmaktır.
veya bir gölette...
durabiliyor olmak. durdukça geçen zamandır, çırpındıkça.

boğulmaktır bazen. ama asla seni kurtaran cankurtaran değildir.
cankurtaran rutinini başardığı vakitten itibaren gözlerini yeniden açman, nefes alman ve kaldığın yerden devamlılık sağlamaya çalışmandır kendince.

tek başınasındır sıçtıımın yerinde, tek başına.
elma elmadır, elmayı ikiye ayırdıktan sonra biri senin biri benim dersin...
ben seni çok beğendim ve bu elma birleşebilir dersin.
ama bu olanaksız? nasıl olur?
ehehe olmaz ki...
yalan o büyük... bir elmanın iki yarısı.
birleşsene bakalım bölündükten sonra, bi dene?
ortasından geçirdiğin dalın ne faydası var.
tutuyo sadece.
dalı bi çek ordan bakim noluyo? uygulamalı olarak?!
sadece bir yarısı kaldı elimde.
e diğeri nerde?

ehe bak yerde!

zalim işte, çok zalimce.

yanlızlık... işte budur!

Hiç yorum yok: