27 Ağustos 2009 Perşembe




geri döndü..
geri döndü derken uykularımı aksatan büyük güç geri döndü demek istedim.
yani büyük bi güç o hakkaten tarifsiz. süper güç, amerika hesabı...

neyseki uyusam da uyumasam da bişiyler değişmiyo. yani farketmiyo oyüzden, olsa da olur olmasa da... herhangi bi amaç uğruna uyumuyorum, erken kalkmazsam dünya tersine dönmüyo, sabahlarsam ve geç uyanırsam bişiy kaybetmiyorum filan. neyseki ordan yırtıyorum durumu.

eskiden içinde bulunduğum anları özlemedim değil. nasıl tarif edebilirim bilemiyorum..
fakat yine olayın başlangıcı uyanmak.
bi amaca hizmet etmeyi, hem kendim için hemde insanlık adına çok özlediğimi çok iyi biliyorum. çünkü çok fazla yaşadım bomboş hayatı. olduğundan fazla, gereğinin çok üzerinde bir değerlerde.

heyecan arıyorum, aramaktan korkuyorum ama kendimi alamıyorum...
bazen bişeyleri bilmemek, ilk kez yaşamak istediğim bi gerçek..
vakti zamanında hani olur ya, her şeyi yaşarsın, dünyanın en güzel evinde oturursun huzur bulursun, odan vardır ve odanda geçirdiğin zaman seni sıkmaz öyle yada böyle, en boş anında dahi huzur duyarsın, bir yere gidersin orda eğlenmek adına. sonra bunu tekrar eder durursun. tekrarların insanı sıktığı yerde, aksine daha büyük ve katlanan bir hevesle bir sonraki randevuyu beklersin. ilişki öyledir, sabahlarının bir anlamı olur, arkadaşlıklardan ziyade daha bi yanlız olmadığın gerçeğinin verdiği haz seni ayıltır, yüzünü bile yıkamadan dikiliverirsin, hazırsındır güne...
gibi...

heyecandan kasıt yok aslında. heyecan her yerde her türlü heyecandır sonuç olarak bana göre. ama yinede heyecan arıyorum yine yeni ve yeniden şeklinde.
değişik bişeyler olsun, kapılıveriim gidiim...
hatta bu bir iş bile olabilir...

sonuç olarak, sabahları anlamsız uyanmaktan dolayı gerçekten çok sıkılmış vaziyetteyim ve durumu toparlayacak gücü yine heyecanımda arıyorum...
bu eskiden böyleydi, ve böyle olmaya devam etmeli... ancak kendimi öyle buluyorum...

çalan şarkı : leave me alone...

utanç duydum anlık ironiden!

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Zero 7 - Simple Things



darbe niteliğinde.....

eterli-yeterli...

evet yine döndüm..
ekstradan insanın kendi evi gibisi olmadığını bir kez daha anladım, öyle döndüm.
anlamadan dönmicektim gibi konuşuyorum aldırmayın...
yaz sezonunun son havuzlu güneşli günlerini yaşayıp yurda döndüm evet. mutluyum, huzurlu sayılabilirim, kahvem eşlik eder, yakın internette var olan bütün online arkadaşlık siteleri açık, şifreler girilmiş, birtakım video siteleri (youtube) de açıklar. arka planda çalan müzik filan...
ben galiba tam anlamıyla dönmüşüm.. aklım artık tatilde filan değil galiba du bakalım göreceğiz..
aslında hala güneşin altında kavrulurcasına yanıp, sonunda havuza filan atlamak isterdim... neyse, imkanları değerlendiririz ilerde olmadı.. zaten yaz da bitmedi..
artık tamamen odak noktam müziktir diyebilirim ama, bu kesin ve en net sonuçtur şahsım adına...
ekim gibi okulların da açılmasıyla, bir elin parmaklarından az sayıda kalan derslerimi de verip diplomamı almak da var...
ha bitmedi...
sonra da bir başka okula kaydolmak ve orda da okuyor olmak da var niyetler arasında...
zaman göstericek artık neyin ne olacağını.

ama şimdilik müzik diyor, başkada hiç birşey demiyorum. çünkü aklım fikrim müzik olmuş durumda... elimden eksik olmayan iki adet sopa da cabası... baget derler...
aslında benim kendi yapmak istediğim müzik çok farklı...
çok sesli, elektronik altyapılı jazz bossa-nova ritmler filan... araya sıkışmış perküsyon tınıları, saksafon, piyano vs... aman derim o akla zarar ritmler karşısında...
ilerleyen günlerde umarım bu da olacak, fakat önce başka önemli işlerim var, sırada bekleyen...

eterli yeterli...
şimdilik bukadar. kahvemi olanca hızınla içip bitirip bi dirhem ayılmaktır niyetim...
saygılar. sadettin teksoy ben..

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Foundation Suite




müzikal açıdan zirvelere doğru tekrar tırmanışta olduğumu zannettiğim şu sıralar akılda kalan bi şarkıdan bahsetmek isterim...
günün birinde dinamo fm de gündüz gündüz, en sıkıcı daraltıcı havaya sahip yazın rutininde birdenbire çalmıştı.
akabinde 'bu ne nan' suratı eşliğinde şarkıyı indirmek üzre google a saldırmıştım...
malum, burda albümü nerde olabilir...
tanıştırayım;
Lars Bartkuhn - foundation suite ...

lo-fi tadında, elektronik altyapılı sakin modern jazz denebilir türüne...
ayrıca vokale eşlik eden bayanın tınıları da beni benden alır.

tavsiyemin sonuçsuz kalmaması dileğiyle.
imza: eda taşpınar.

18 Ağustos 2009 Salı

önce sağlık

yeniden merhabalar...
bir süredir ara verdiğim yazım işlerime geri dönme kararı aldım.
neyse, haberlerim var.

alaskada donma tehlikesi geçiren buzul yılanı feci şekilde can verdi.
mersin idman yurdu hala idmanda.
meksikalılara getirilen römorkör yasağı ülkeyi ayağa kaldırdı. 17 gündür herkes ayakta.
çevik ve bir o kadar hızlı olmasıyla bilinen sibirya kaplumbağaları portakal fiyatlarına gelen zammı sert bir dille eleştirdi.
çin'de gerçekleşen onuncu devegüreşi şenliğini bu sene at arabası kazandı.
akdeniz bitki örtüsü maki, yerini 77 de 15 numara milan baros a bıraktı.
hakan şükür ringlere geri döndü.
ahmet çakar attan düştü
şereflikoçhisarda havanın eksi 28 derece olması ve yağan aşırı kar, kriketçilerin yüzünü güldürdü.
in cin top oynadı. skor 0 - 0 ...

can sıkıntısının insana neler yaptırdığı veya neler yaptırabileceği hakkında ufak örnekler vermek istedim buseferlik.
saygılar, sevgiler...

5 Ağustos 2009 Çarşamba

ziyan

before you snap.!
yonderboi eşlik eder ağır aksak şu geceye.
gece demeye bin şahit ister, lakin saatler 5 buçuğu göstermekte.

hava sıcak - oda daha sıcak, sinek popülasyonu tavan, sol elim davul gibi, en ufak rüzgar bile yok derken bir bloğuma daha müthiş mutlu, her şey yerli yerinde ve mükemmel olarak başlamış bulunuyorum herzamanki gibi.

sağ yanımdan vuran dalga dalga sıcak vantilatör esintisi sayesinde gerçekleşen günlük rutin 'sağa iyi dönememe' hareketim günün ağırmasını ve sigara almak için ilk kez evden çıktığım o özel an'ı bekler durur adeta.

yapıcak bişey yok, hava sıcak, boku çıktı ve hatta adamın götü bok yedi.
fırata bakmayalı da rahat 3-4 ay olmuştur heralde.

şöyle efsane güzel ve uzun bi tatil lazım artık.
çok yokoldum aslında, çok yüzdüm, çok yandım simsiyah da oldum ama uzun bi tatil gerekli şöyle 1 ay kadar mesela.
havuzdan çok deniz ister bu gönül. ama temiz, dalgasız, tenha bir plaja nazır olmalıdır.
datça örneğini verebilirim. hatta orayı özledim ve imkanım olursa da orayı tercih edebilirim. bakıcaz artık.
BAKARIZ sorunsalı. neye bakıyosun nasıl bakıyosun ne bakması be yahu.
sen şuna olmaz desene baştan, niye oyalıyosun dimi ama?!

evet. rahat battı ya, bide burda iki cümle bişiy yazıyorum ya, hemen şımarıkçasına içki içme isteği geldi gönülden şahsım adına.
çünkü içmiyorum artık, öyle her güne bi içki faslını geçmişim meğer çoktan.
hatta artık normale döndüğünü söyleyebilirim düzenimin. mesela çok extreme, çok mutlu ve gerektiği anda ah be bi içkim olsa diyenlerdenim.
bu arada kapalı mekanda sigara yasağına kolum dirsek atsın sol taraftan.
herneyse.
yazmaya yazmaya kaybetmişim sanki eski havamı.
böyle yazdığım anda başlardım neşelenmeye filan, nerdeee???!

geçtik onu biz. geçmişiz..
tatil lazım tatil, çok acil. yoksa buharlaşıp en yakın deniz olan marmara denizine bir su olarak eklentide bulunucam.
zannedersin mega komik...

hadi yatayım madem ufaktan.
ufaktan doğan güneş de günün sözü olmaya aday olsun.
of nası saçma.

başlığı da atayım tam olsun... ''ziyan''
nabza göre şerbet hesabı.

benimle biri veya birileri gelse de into the wild tokuştursak bi ara hiç fena olmaz.
saygılar, sevgiler.