14 Nisan 2009 Salı

iki kavram var. biri baskın iken öteki de yandan yandan baskılar altında bırakan.
baskın olan ile diğeri arasındaki fark burdan amerika kadar uzaklıkta.....

doktora gittiğimiz vakit baş ağrılarımın ilk ve son tanısı olarak yoğun stres adı altında iğrenç gereksiz istenmeyen görüntüler oluştu bugün...
stres?
acaba diyorum...!
biliyorum ama o stresin nerden olduğunu hangi amaca hizmet ettiğini vs vs...

stresi yaratan etmenler genellikle üzüntü, aşırı yoğunluk, düzensizlik, iş güç harç ve aşk....
aşk?
asla stres sebebim olarak görmek istemiyorum, isteyemem de zaten ehe...
o denli bi sevgi... elbette kendime ızdırap çektirmeden... ben üzülürüm, o üzülür... bu bilinen bi gerçek... Çünkü o aranan beklenen yegane ''güzel insan''.......

mutluyum ben yeterince... ne olduğum ne amaca hizmet ettiğim belli sonuçta.. duygularım daha bi belli belkide hatta. hani amacım şu dönem pek belli olmayabilir, veya nebilim öyle bi halde olursunki bazen amacın tavrın yönün vs hiç belli etmeyebilir kendini.. sadece bir tek şey için uğraş verme yoluna gidersin, ve bundan büyük mutluluk duyarsın... Bu duyduğun mutluluğun her şeyin ilacı olduğunu kabul edersin, kabullenirsin... Yaşamaya öyle devam edersin... Bayılırsın öyle olmasına çünkü dert, tasa geride bırakılmıştır... Belkide onları paylaşıcağın zemini hazırlıyor durumdasındır ki sonrasında daha bi güçlü olmak için, daha bi kolay çözüme uğraşmak için bir yatırım yapmışsındır, en iyisini de yapmışsındır.... Kim bilir....
Benim için öyle denebilir zaten o yüzden yazdım ehe.

Çok denebilecek yoğunlukta olduğum gerçeği var gözümün önünde... Ama ona rağmen elbette hayatım kendince devam etmekte.. İşte o sırada stres altında olmam aslında 2 kat stresi hakettirmiyo da diil hani.
kimsenin hakkı diil, hele ki bayıldığın insanı stres altında bırakacağını düşünüyor olmak, korkmak, çekingenlik vs... ve akabinde bunun stresi... stres içinde stres eha ne garip.
Ama biliyomusun, ben bunu geçtim...
Tek düşüncem bencil olmamak, tek yönlü düşünceler dahilinde olmadan tamamiyle bir şeylerin devamı üzerine...

Ne biliim ben, tomografi sonucundan ziyade, amansız baş ağrılarının da ötesinde bir şeylerin devam etmesi..........
bir şeyler ?
çok şeyler onlar... O kadar yoğun ve o kadar tamamlayıcılar ki bi bilsen...
Şu an neden ''odamda'' olduğumu sorgulatacak kadar baskı kuran....
Ama yerim ben öyle baskıyı... İyi ki var biliyomusun, iyi ki ...............
Yarın önemli bi günün ilk aşaması... Merak, endişe, endişe, korku, korku.....
Hani iki yönden de düşünmek var ya, biri onun diğeri bunun ibaresi...
Her iki yönden de iyi olacak, olsun, olmalı...
Sevgi böyle bişey be... En güzel şey muhtemelen... Onu bi yakaladın mı bırakmak istemiyosun...
Kişiye göre.. Kişisine göre..
Korkuyorum evet...

Hangi insan müthiş sınırlamalar eşliğinde, bir sona varmak isteyip, bunun adına hayallerini bir gün bile esirgemeden sonuca varamamak, içine atmak, rutine alışmak ve öyle devam etmek ister ki...................

Bencillik.....
eh biraz var, evet var, çok üzgünüm ki bu böyle...
Bilinmez.... bir yerde bir heyecan, ardından gelebilicek mutluluk yaşanacak olsa bile belkide, o mutluluğu ve daha nicelerini şahsın adına yaşatabileceğin gerçeğinin olması...
master, slave.......
Bencilliğin daniskası... ehe, normal şartlarda her ikisi de istenir vaziyette, ama tamamen belkide kendim için...
ama görüyorum, biliyorum yaşatıyorum bazı şeyleri.....

Yoksa neden bu amansız bencilliği yaşatayım, aklımdan geçireyim..............

Uyumak...............
artık uyumak bile içimde bi kıpırtı yaşatıyo be....

Uyuduktan sonra...
belki o pembe diildi ama yinede pembeydi.... ''özel''di be........... Tarifi yok be ya..... o kadar yüce işte, o kadar........................

iyi sabahlar bolca...!

1 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.