11 Nisan 2009 Cumartesi

bir şeylerle başedebiliyor olmanın zor olduğu, zor gelir gibi yaptığı saatler... şimdi değil biraz geride kaldılar aslında. şu anlık tek başedilemeyenin uyku olması sevindirici tabi bunun yanında... Tabi bu ne kadar doğruysa ehe....... Ben bile inanmıyorum pek ama öle olsun bakalım...

-bi an yazmak çok zor geldiği için, ifade edilemeyecek kadar pozitif yüke sahip olduğum üzre mutfağa gidilir ve önce bi kola alınır.-
...
-gelinir-

garip... çok geçmedi üzerinden birden fazla, ikiden az saat... her şey normalmiş gibi, odam sade, kedim herzamanki gibi ayak ucumda baygın, bilgisayar masası bunaltıcı ölçüde dağınık, tam bir bekar odası demeye dilim varır kısaca eha...
Her şey normalmiş gibi dedim dimi...!
her şey ne biliyomusun???
her şey tamamiyle normalmiş gibi gösteriliyor bu odada. herşey aynı duyguyu aynı ifadeyi sağlıyo kafamda... istemeden ama biyandan isteyerek, titrek ifadelerle, korkak çabalarla, isteksiz hareketlere dönüşüyo özel olabilicek anlar...
Sınır...
Ama bunun yanında neler de oluyo burda bi bilsen... Cüzdandan çıkıyor beyaz el yapımı o ''özel'' cüzdan birkaç gecedir... En görülebilir yerde duruyo bu sınırlar içersinde... Dışarı çıkılacaksa tekrar aynı özenle cüzdana geri konuyor... Yapılıyo burda bişiyler işte ama gizliden, görünmezden, uzaktan uzaktan, farkettirmeden ama son derece oram buram farkettirmek isteyerek.............

farkettirmek istemek... Niye, neden, nerden çıktı...?

Bilinsin ki ''daha çok, daha öte, belkide hiç olmadığı kadar'' ı aşılayabilmek, bunu anlatabilmek o insan sarrafına... Hayatta yakışmayan bazı şeylerini benimle paylaşan o insana biraz olsun seslenebiliyor olmak yeni uykuya dalmış o insana... ufacık tefecik de olsa kendimce büyük mana taşıyan devasa planından vazgeçmiş, hem ürkek hemde son derece güçlü halinle bir insanı seçmiş, beni seçmiş, dakikalarını saatlerini vermiş, bir an olsun kulağını benden ayırmamış, belki biraz acımış eha belkide ne bilim çok istemiş, gözlerini ayırmamış saatlerce, bakmış, hep bakmış.....
İşte.......
O insanın ''Özel'' olduğunu hissetmesi adına... Farkettirmek bir şeyleri... Bencillik olmadığı bilindiği için bu kadar çıkabiliyor şu yazılanlar... Bu rahatlık ondan... Adı rahatlıksa tabi ehe.

Bu kuvvetin arkasında beslenen ürkek cılız halden birkaç dakika olsun uzaklaşmak adına..........

Bilmiyorum, insanın kendi duyguları ağır hatta çok çok ağır bastığı yerde incitmeler de peşisıra gelebilmektedir... Nebilim ehe batmanlı şırnaklı ayıoğluayı bıyıklı bi abinin daha konuşmayı tam sökemeden çocuklar gibi sevgi cümleleri kurabildiğine şahit oldum. Bu biraz rahatlamamı sağlıyo nedense ehe. Tamamen alakasız olsa da öyle...
Demin dedim ya, üzmek diye... Öyle zannediyodum... Taa ki bunun olmadığını hissetmemin yetmediği bi anda doğrusunu duyana dek... Öyle olmadığını duyana dek...
Bilinmez....
belkide bu denli belkide bu kadar olmasa bile birşeylerin karşılığının verilmeye çalışıldığını bilmek çok güzel... Ah.. bide üstelik ''her şeye rağmen''...
Yüzlerce teşekkürlerim var bu cümleden sonra..............
pedasa gardens ile ortak olan yanlarımdan daha az ortak yanım olsa da, hissiyat, yaşam, güzellikler, duygular var tamamiyle müşterek.... dokunmak var ötesinde sarılmış bulmak var kendini ansızın ehe. yürümek var yorulmadan-ıslanmadan... hatta gözyaşı bile var kendini tamamen bırakarak, kısa süreliğine de olsa aitlik duygusunu bir an olsun tatmak adına oynanan masum bi oyun misali...
ehe.

Somut............

elimden tutulmak var...............
tutarken toparlayamamak var, kalakalmak var. minnettar olmak var. duyamıyor, göremiyor, konuşamıyor olmak var bildiin...
her şeyin unutulduğu ve 10 yaş genç gözükmenin sırrının ortaya konduğu an var orda... ardından Masuzcuk çıkımı ehe.

büyük mutluluk be o! çok büyük...

Hiç yorum yok: