22 Mayıs 2009 Cuma

farman



Mıncıklamaktan geri kalınmayacak yegane kedi kendisi.
Rüyamda onu gördüm bugün. Daha henüz 2 buçuk yıl önce burdan ayrılmış olan kedimi.
Acayip derecede şirin, o herzamanki göbekli haliylen annemin kucağında sırt üstü yatıyodu. Her zamankinden...
Ben bişiyler söyledikçe suratıma miyavlıyodu o da bana bişiyler söylemek ister gibi.
Ama duyamadım.
Sevdim, sevdim, sevdim... Hatta nedense kedime güvenemedim garip bi şekilde, rüyada olduğumu bile bile korktum tırmalicak diye veya annemin kucağından atlayıp gidicek diye, rahatsız olucak diye pek bi narin yaklaştım. İlginç bi deneyim oldu ama başardım onu sevmeyi...
Bilinçaltı işte. Gece eve girerken apartman kapısının önünde gördüğüm sarı uzun tüylü kediden çağrıştım denebilir.

Aslında anafikir hep bi özlem, her şeye özlem sanırım.
Geçmişle yaşanır mı hiç peki?
Bunu nasıl yaptığımı bilmiyorum ama sanırım zamanında hep içe atmaktan olmakta gibi bu tür şeyler. Ve yaşadığıma göre yaşanır diyebilirim.
Eskiden en çok tutan, en çok direnen iken ben; şimdi ne vaziyette olduğumu görmek biraz ürkütücü olsa da, yapabiliomuşum bunu.
Sanırım 30 una kadar bunu halletmeliyim. Veya külliyen saçmalık, bilemedim...

Herneyse....sevgiler.

Hiç yorum yok: