Birkaç günlük birikimlerimi boşaltma gayesi içersindeyim gibi geldi pek bi.
Neden mi?
Çünkü Blogger'ım kendi kendini engelledi elbette... Rutini buymuş havalarında!
Bişeyi buraya yazmadıım vakit nedense pek bi huzursuz oluyorum bununla doğru orantılı.
Her neyse.
Kasvet!
Pek bi kasvetli ortam sanki bugün Cuma olmasına rağmen.
Namaz niyaz hoca imam. Peki kim takar?
Ahmet takar......
Sıkılmak, uzaklaşma isteği, siktirip gitmek mevzuları.
Gidicem zaten, yakındır.
Siktiğimin havası, siktiğimin ortamı, odası, sokakları, mekanları, eğlenceleri...
Bıktım, bunaldım, sıkıldım, usandım...
Nasıl bir ortam istediğim önemli burda.
Sakin mesela, pek bi cansız. Tek istediğim.
Hatta onun da doğruluğundan pek emin olmadan, içten gelen garip bi dayatmayla bunu yapmak istiyo gibiyim...
Huzur tek kelime ile gerekli olan.
En azından bu en doğrusu, arkasında durduğum cinsten.
Simple things...
Garip bi sendrom gibi.
Hatta açılımı audiodrome belki...
Bazı vücut fonksiyonlarını tamamiyle minimalleştiren düzeyde bir müzik...
...
Fak!
Bi şeyler fena halde tatsız be.
Ötesi de yokmuş gibi.
Üzücü.
Oysaki, kendimi bildim bileli ben bu denli faal bir insan olmamıştım.
Ne biliim, her açıdan işte...
Dolaşmak gezmek görmek. Bunlar çerez pozisyonunda. Sakız da olabilir.
Her şeyi yapıyorum be, aklıma o an gelen ne ise onu.
Ama olmuyo...
Hep mutlu olmak, sırıtmak zorunda olmama halleri.
Onlar aklımın ucunda elbette.
Ama bunlar 'hiç' olmadan hasar alıyorum.
Sahtesi çok kolay olmasına karşın gayet allerji sebebi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder