16 Nisan 2009 Perşembe

bitti mi? bitmedi....
u.f.o. - no problem eşliğinde geçirilen yarım gün nerdeyse mevzubahis...

hislerin tavan yapmasına ramak kalmış ve hatta zaman zaman yaptığı dakikaların başlangıcı demek oluyo...
ama elbette erken yatılacak.. erken dediğim de gece 2 ye tekabül ediyo ne vahim eha.

son bi sigara daha diyerek geçirilen dakikalar, ve tüketilen 4. sigaradır bu sigara...
ama iyi gidiyo be. problem yok nası olsa...
dinlediği şarkıya göre muamele faslı... ilginç çok...

çok bişey yazmicam aslında. bundan kısa zaman önceki yazımda zaten herşeyi belli ettim ehe, nebilim orda herşey sonuçta...
zaten birini de uyuttum, sabaha ya okur ya okur, böylece tavrım da havada kalmamış olur oh olur ddfhkd...

kafamda bi ampul belirdi.. o ampul elbette kendimce çözüme yönelik bir fikir ama onu söylemek için daha biraz erken...
du bakalım, önce bunu ailevi yönden tartışmak da gerekir hani. Ciddi bişiy çünkü...
Belkide dolaylı yoldan oluverir ama onda biraz endişeliyim, pek bi inancım yok güvenim olsa dahi... zaten orda bitiyo herşey...

Fazla açıklık getirmek istemediğim üzre konuyu başka yönlere çekmektir niyetim.
şöyle bi bakındım bi yerlere, bişeyler hakkında fikir aldım.. aslında ağzımın payını da aldıım süreç oldu denebilir ehe.
ama önümde hiç bi engel olmadıını gördüm ve bu güzel bişiydi.
dikkatli olduğum taktirde, belli bi plan dahilinde hareket ettiğim vakit neden olmasın...

du bakalım... en kötü ihtimal...
bi bakıma en güzel ihtimalin dahilinde olan...
biraz uç bi noktadır benim için...

vakti zamanında buna benzer bişeyi yapmıştım, herşey bi anda gelişmişti ve pek bi vakit kaybı olmadan istediğim şeye ulaşabilmiştim... Tabi bu bahsettiğim biraz daha tuzlu ve cömert oranda da biberli...
daha zamanı var elbet...
öyle ya da böyle benim için iyi olacak bişey olarak baktığım vakit fazlasıyla cazip geliyo ve hiç endişelendirmiyo...
neyse, şimdilik biraz rahatladıım söylenebilir.. stresim azaldı denebilir nihayetinde...

tam bir kapalı kutu olarak sözlerime önce devam etmek sonra sonlandırmak istiyorum fazla vakit kaybetmeden...

hayal ettiğin bişeyin olması kadar güzel bişey olamaz heralde... özellikle hayal ettiğin şey tekil değilse... kimseyi üzmeyecekse, bazı kriterlere uygunsa neden olmasın dimi ehe...
hislerin baskın olduğu, basmaktan korkmadığı, ''s virajına 180 le girerim aga, arabam sağlam'' misali bir eminlik ölçüsünde bir şeyler istiyor ve bekliyorum....
Bu beklentilerin her iki yönden uygunluğu önce tartışılır ve eğer hay haysa uygulanmalıdır diye düşünüyorum cömertçe...
veya ben bir ineğim alakasız.................
neyse konu o diil...
bir duvar düşün... yolun sonunda durur öyle.. veya çıkmaz sokak...
girilmiştir oraya, görürsün girerken aa bu çıkmaz yol be dersin.
ama ardında bişiy gizlidir ve bilirsin, yada tahmin edersin...
girersin akabinde ve ilerlemeye devam buyurursun...
arabanla ilerlersin ilerlersin ve yolun sonuna gelirsin.. orda bi düşünürsün acaba mı dersin, bu mu yolun sonu dersin...
duvarın ardına bakarsın, belki yüksekçedir, veya amansızca duruveriyodur dimdik...
aman be dersin... oturur bi sigara yakarsın ve işe koyulursun...
parkettikten sonra arabanı tabanlar devreye girer, yürürsün ve duvarı şöyle bi süzersin...
arkasındakini biliyor olduğun ve nereye açıldığını hissediyor olduğun veya tahminince kafanda kurduun düşüncelerden yola çıkarak yallah dersin, bi ayağını basarsın çukurca bi yerine... elini de attın mı duvarın yukarsına, o an senden mutlusu yoktur...
çünkü aşmışsındır o duvarı...
arkasında ne var ne yok merakın ağır basar... şöyle bi üstten üstten bakarsın...
sonra aklına geride bıraktıın bikaç şey gelir...
ama o bıraktıkların bi amaca hizmet edemeyeceği için orda kalması daha bi yeridir dersin...
o an orda yukarda, tam tepede, gözünün önünde beliren gerçeklikler,
kısaca yolun devamı ağır basar...
ben buraya nasıl çıktıysam şimdi ordan inicem ve yoluma devam edicem der ve aşağıya doğru özensiz ama emin adımlar atarsın.. veya atlarsın...
sonuç olarak bi bakmışsın ki yine karşında bi duvar...
ama;
arkasında yolun geri kalanı duruyor...
belki ayakların geri kalanında sana yardımcı olucak yegane parçan olucaktır, fakat bir işi başarmanın verdiği, önünde duran yolun devamının yarattığı merak hissiyle ilerlemeye devam edersin sorgu sual yapmadan....
ne kadar doğru bilinmez ama bi gerçekliktir bu, bildiğin yoldan ilerlemek her zaman için bilmediğinden daha kesin ve emin sonuçlara varmaktan daha az popülerdir...
bu sayede hayatta çok şey kaybedilir, çok şey kazanıldığı gibi.. veya nötr devam edilir o bakımdan.. bunun ölçüsü olmayabilir belkide. emin diilim...
fakat bildiğin yoldan ilerlemek elbette en doğrusudur...
yaşa ve gör mantığıyla hareket etmektense, yaşicam ve görücem diyerek nağralar atmak, hieyyt baabında çok makuldür...
nitekim yaşayıp neyi görüceksindir ?
neyi görmek istiyosundur. yolun nereye olduğudur mevzu.. duvarın ardında olacakları duvarın bi diğer yanından bardak yardımıyla duymuş olmaktır.

duvarlar olmasındır.......
bırak gitsindir öle yada böyle...
cılızca ve ürkekçe burda ima etmemdir..... ama bilerek, isteyerek..
çok.........

günaydın çankırı!

Hiç yorum yok: