18 Nisan 2009 Cumartesi

bilgisizliğini seviyorum. çünkü sen daha yeni başladın...

uyku baba yarısıdır öncelikle...
buzullar da erimemeli hiç?!

beklenmedik şuursuz ve sade anlarımı anlamlı kılmakla, renklendirmekle hüküm giymiş özel insan bi yanda, sevindirmek, kendince mutluluk duyduğu bu özel vazifesini bugün en güzel, en masum, en sessiz, en sakin şekilde yerine getirmesi diğer yanda...

akabinde bi efendime söliim poker face halleri... içinde bulunulan durum bu kısaca yoğun uyku gelimine rağmen. nede olsa onun dediği benim dediim benim dediim onunkisi oldu. kopya hatsafhada eha.

sen...?
niye üzüldün? niye kapandın odana, çıkmadın yürümedin.. niye elin dolaptaki biralara yetişti bi tek.......
biliyorum. anladım, anlattın...
haklı olduunu da biliyosun..
sonuçta sen bensin.. duygular, hisler, olanaklar vs...
aynılar... yoğunlar!

binlerce özür....
seni o halde gördüüm için, görüpte birşey yapamamanın verdiği mutsuzluğa belkide ortak ettiğim için...

tek istediğim
huzur ve mutluluk...

vermek ve almak.. iki vermek bir almak benim için...
özel...
olduğun için.

sıradanlık?
o sadece yazılarda. her ne kadar kabul edilmese de.
arapça bile yazılsa anlam yine aynı anlam, kelimeler yine aynı...
fakat, anlatılmak istenen farklı..
senin gibi.. sana özel...
bu bir şans belkide, iki taraflı bahşedilmiş...

üzülme, tek olduunda hiç...
sen ki, yanlızlığın ödülü bu değil senin için............

belki onca karmaşa, onca ''savunma'' arasında savunamadın, savurdun yüzüme bişeyi...
ödülse bu olsun ödülü...
kelimeler, cümleler, harfler ve onun getirileri olmasın hiç...
karşılıklı olsun, karşı karşıya cereyan etsin herşey.
korkutsun yokluklar.
bir isim belirsin, ü gelsin o anda aklına ilk.
ya da onun himayesi altında gelen herhangi bir şey, nesne, soyut ya da somut...
başka yerde başkasına diil, şu zamanda bana diye mutlandırsın...

çünkü bunu istiyorum...
çok!

''kendini inandırmaya çalıştıın şeyler,
bir diğer yanda gerçekler....''
soyut değil somut onlar!
hissedilebilir... soyutlanmamış asla...
sen?
hayır!

...

taş yok, balon var. zararsız...
yok olmak yok. pembe ve yumuşak yastığında uyumak var...
rüyalar görmek, paylaşmak var sadece...........

mutluluk bu değil midir?

şimdi
sorgu yok, suhal yok, uyumak var güven-himaye içinde...

Hiç yorum yok: